Sivil şiirler diyorum yazmalıyım,şöyle üniformasız, havalarda sıcak ülkemde fırın gibi en basit örneği hemen nazım hikmet '' Anadolu sıcak memlekettir burada kızlar tez kadınlaşır'' demişti. Sevmenin kokusunu duymak isteyen insanlar da sıkılmıştır.Can yücel 'gitmek' demişti, bizse gitme değil de ölme,kan dökme,çömelme,kalıp ta bir bardak çay içme peşindeyiz. Gidenlerse çoktan doğmuştu başka bir güneşle,bir şarkı gibi mesela.
Ocağa konulmuş bir çay görüyorum tıpkı ülkem gibi ben içerken de bir şarkı daha yazılırdı,ülkem öyle mi gözyaşı ve de feryat figan etmeler.
Son zamanlarda sevindiğim şeyler de var insanlar arabesk de olsa şiirler yazıyor ve artık gitarlar akort ediliyor.
Tabi ama dedeler öldükçe de toprak ve taht kavgaları çıkıyor.Bir zamanlar tarih kitaplarında gördüğümüz taht kavgaları ve en önemlisi isyanlar (hayali şeyler gibi gösterilselerde) çevremizde kanlı bir bez gibi dolanıyor.
Üç başlı kanserde dolandıkça elleri doğurgan adamlar kaybolmakta, çocuk bir gözlükle şarkı söylediğimde kızmazdım yüzü yanık insanlara,lümpenlere,sokak çocuklarına,serserilere,eşcinsellere ama kalbine taş girmiş ya da taşlaşmış insaları yeni gördüm ve sövdüm ve ağladım,herkes ağladı.
Evimin duvarlarına çiviler çaktım diyordum, irili ufaklı kimini çok çaktım kimini yarım bıraktım.Sonrada çantamı alıp okula gittim diyordum üst katta öğretenler(dedikleri insanlar) alt katta benim evdeki çiviler çıkamazlar tabi çakıldıkları yerden kaçmak yasak,sonra geldiler bir masaya ot yedirdiler.
Kömürlü elleriyle yazdılar çocuklarda çakıldıkları yerde bulmuşlar kömürü kimi alırken ölmüş ve arkadaşı olduğunu iddia edenler de üstüne su dökmüşler çiçek yeşerir demişler.
İkarus Ege'de öldü hadi susun ve dinleyin....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder